Kelimeler arası dağlar aşılabilir, ama mesele bunu bize aşılayamayan zihniyette. Sense benim içgüdü dediğim şeye mantık diyorsun bu durumda, konuşmandan bunu anlıyorum. Bana gözünü dikipte öyle bakma. Bir durum aşmadın ki zaten benimle aynı fikirde olasın diyorum ben de ve her şey tek bir bedende evrilip çevriliyor, tekrar tekrar, usanmaksızın. Ben kendime bir şey anlatamıyorum geçmiş, gelecek zamanlarda; yani anla işte, sen olduğun anlarda. "Çabalıyorum ama bulanı
Cehennemde sanat nasil olur. by lostmsty, literature
Literature
Cehennemde sanat nasil olur.
Gayet mutlu oldu pek sonraları o. Sözlerim, az ışık alan bir salonda dolaşırken yüzünde anlamadığım bir ışık parladı. Beni pek bir dikkatle dinliyordu. Onu azarlamıyorum, onu üzmüyorum, onu mutlu etmiyorum. Onun kim olduğunu da bilmiyorum. Yüzü pürüzsüz, sanki pudralı gibiydi. Hiçbir şey duramazdı yanaklarında. Ağlamak için yaratılmış bir yaratık gibiydi, "yaratılmak" kelimesi doğru değil burada sanırım. Ama bir şeyler için k
Mühürlenmiş kelimelerimi ellerimde oturmuş bekleyen melekler çaldı. Arkalarında yetişmeye çalıştıysam da gözyaşlarımda sendeledim. Buna rağmen direndim. Yaşadım ve yaşlandım. Her yer ve her yüz aynı geldi bana. Aldırmadım. Kaybolmuşluğumda kürek çeken herhangi biriydim yalnızca. Yüzlerce sandal arasındaki yüzlerce yüzden biriydim. Duygularımı dondurup kendi buzdağıma çarptığım bu zamanlarda sessizce batmayı bekledim. Bekledim. Bekl
"sevmek,bir insanı sevmekle başlar her şey, oysa burda bir insanı sevmekle bitiyor." der sait faik sana baka baka, ve bana...
bir insanı sevmekle bitti her şey. sokaklar bitti, çıkmaz oldu-gitmez ve yürünmez. bulutlar bitti o resim yaptığım, sana inatla öğretmeye çalıştığım.. zeytin fidanlarının genetiğiyle oynandı, hiroşima'daki bebeklerin yanlarına gömüldü ölü kökleri. şarkı bitti, şiir bitti, kalem bitti, filmi bitti fotograf makinelerinin. akıl bitti, can
Üç kesitli bir öykünün ikinci kesitidir bu.Bıçağın kemiğe dayandığı ana tekabul eder...
Yolculuk üç gün sürdü Bir kısmımız havasızlıktan öldü, bir kısmımız hastalıktan Artık açlık ve susuzluk alışagelinmiş kavramlar oluvermişti bizler için Paylaşılan bir şey Ve ölülerimiz okyanusun dipsizliğine fırlatıldı Ağır ağır dibe çöktü cesetlerimiz Dü
Üç kesitli bir öykünün başlangıç kesitidir bu, bıçağın deriye girdiği ana tekabul eder...
Sözlerim uçarıdır yanık dudaklarımda Köz olmuştur kelimelerim.
Gözlerim çekik olsa da gözbebeklerim büyür ölüm bulutunu son bir kez görmek için. Son bir kez görmek için enkaz altında, yaşamayı. Ne biz gizlenebiliriz ölümden ne de ölüm saklıdır bizden. Soframızdaki biricik ekmekmişçesine bölüşülür Ya&
Bil ki
Kukla adam her gün yontulur.
Kafası küçülür aptallıkları büyür.
Mimikleri boyanır küçük fırça darbeleriyle
Bu yüzdendir hep o yapmacık melankolisi
Ama dersen
Kukla adam karşı çıkamaz efendisine
İpinin çekilmesinden korkar
İki büklümdür benliği
İki büklümdür elleri, dizleri, bilekleri
Yine de
Kukla adama replikleri ezberletilir
Ve duraksamaksızın söyletilir mum alevinin gö
Son Uykusuzluklarim: 1. Hikaye by MeZaR-KaBuL, literature
Literature
Son Uykusuzluklarim: 1. Hikaye
Hikaye 1
Son uykusuzluklarým bir yazý dizisi, uykusundan kaçanlara, uykuyu bi köþeye atýp düþündükçe karýþanlara hitaben... Bu sadece bir serinin ilk ilk hikayesi : Son Uykusuzlularým: geçmiþ, þimdi, gelecek . . . Ýlk hikayem uykusuz gecelerimden hatýra kalan ama sözlerini o uykulara sakladýklarýma... kalbimi açtýklarýma, sonsuz kanýþlarýma ve yalnýzlýk nöbetlerime...
Geçmiþ; Acýsýyla, tatlýsýyla, hatýralarýyla birer birer çekmecelere kitlendi, mutlulukta oldu içinde kavgalarda,hüzünlerde... Tek deðiþmeyen kanýþlarýmýzdý ve "son uykusuzluklarýmýz"...
Þimdi;
Bir gece hayatýna girmiþti o çocuk, ilk kez de böle aþýk oluyordu belki de. Kýz dü